Türk milleti sadece yok olmayacak, yok olduktan sonra hiç var olmamış gibi davranılacak. Burada nasıl yaşadığımızı, nasıl sevindiğimizi, nasıl acı çektiğimizi ve nasıl öldüğümüzü kimse hatırlamayacak.
Türkiye ne uzar ne kısalır.
1) Türkiye’de eğitim bir aptallaştırma makinasıdır. Koca koca insanlar okuduğunu anlamayı, kendini ifade etmeyi, birkaç satır anlamlı cümle yazabilmeyi öğrenemeden mezun olur. Dahası Türk halkının ciddi bir kısmı mental retardedir. Bunun sebepleri muhtelif ama akraba evliliği birinci sırada.
2) Türk halkını ileriye taşıyacak bir askerî/siyasî/akademik elit de yoktur. Zenginler sonradan görme, akademya soytarı, siyasetçiler düzenbazdır. Asker takımının da eski Harbiye kurmayları gibi kalifiye olmadıkları izahtan vârestedir.
3) Türk halkı nüfus avantajını kaybetmiştir. Genç Türkiye çoktan yaşlanmaya başlamış, Türkler zar zor tek çocuk yetiştirir hale gelmiştir. Dahası, ekonomik şartlar sebebiyle çocuk sahibi olmak neredeyse kabus gibi bir iştir. Beri yandan bu boşluğu Afgan, Paki, Suriyeli, Afrikalı kaçaklar dolduracaktır.
4) Türkiye’de insanların mutabık olduğu bir gelenek, kültür, görgü kuralları bile yoktur. Türk halkı köksüz sapsız uzay boşluğunda bir araya getirilmiş insanlar gibi yaşamaktadır. Her şeyi yeniden yapmak ve yapılışını öğrenmek zorunda kalan alzheimer hastası bir millettir. Bu nedenle siyasi kamplaşma milletin yegâne istinadgâhıdır. Türk Milleti, millet olma vasfını kaybetmenin eşiğindedir. Türkler 68-80 yılları arasında birbirlerini rastgele öldürerek, hatta ara ara katliamlar düzenleyerek bunu ispat etmişlerdir. Bugün bile 68-80 arası katilleri yıkayıp yağlamaktadır.
5) Ortadoğu’daki dönüşümlerden, genç nüfus patlamasına, Eurovision/Dünya Kupasından bilmem neye Türkiye, önüne çıkan tarihi fırsatların hemen hepsini tepmek ve her daim tarihin yanlış tarafında durarak başarısızlığa düçar olmakla sıfırı tüketmiştir.
Türkiye’nin dua etmesi gereken şey bir Romanya/Bulgaristan ayarında olabilmektir.
O kadar.
Türkiye’nin ne insanî ne akademik ne kültürel birikimi ötesine yetmez.
Ha şurası mühim, bu durum yeni olmadı.
Türkler, bugün Osmanlı ve Genç Cumhuriyet’in “büyük devlet” rüyasından uyanıyor sadece.