Rusya, Çin ve Türkiye hangi sebeplerle hedef oluyor?
Hindistan, neden İsrail, Ermenistan ve İran’a destek oluyor?
İsrail, İran, ABD ve Hindistan hangi amaçta birleşiyorlar?
21. Yüzyılda Hindistan’dan başlayan ticaret koridoru BAE, Suudi Arabistan, Ürdün ve İsrail rotasını izleyerek Avrupa’ya ulaşacak. “Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Ekonomik Koridoru” isimli proje, Hindistan’ın Mumbai limanından kalkan gemilerin Dubai’ye yanaşmasını, buradan da demiryoluyla Suudi Arabistan, Ürdün ve İsrail rotasını takip ederek Akdeniz üzerinden Avrupa’ya bir nakliye rotası oluşturulmasını öngörüyor. Avrupa’ya Yunanistan’ın Pire limanı üzerinden giriş yapması planlanan koridorun Almanya’nın kuzeyindeki Hamburg limanına kadar ulaşması bekleniyor.
ABD yönetimi, bu projeyi Pekin yönetiminin yaklaşık 10 yıl önce uygulamaya başladığı ve Çin’i tekrardan dünyaya bağlamayı hedefleyen Bir Kuşak, Bir Yol ya da Kuşak-Yol Projesi, Kuşak Yol Girişimi veya Kuşak Yol İnisiyatifi’ne bir alternatif olarak görüyor. Ortadoğu’da Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Ürdün ve İsrail rotasını takip edecek koridorun bölgeyi bir ekonomik merkez haline getireceği ön görülüyor olsa da aynı şekilde, büyük bedeller ödenmesi gerekebileceği için siyasi sonuçlarının da olması bekleniyor.
Türkiye bir süredir benzer bir rotayı, Basra Körfezi’nden başlayarak tüm Irak’ı güneyden kuzeye doğru kateden bir demiryolu hattıyla oluşturmak istiyor. Irak Kalkınma Yolu Projesi ismi verilen demiryolu hattı Türkiye‘nin güneydoğusunda sonlanıyor.
Hindistan Irak Kalkınma Yolu Projesi ile Zengezur Koridoru Projesinin uygulamaya geçmesini istemiyor. Bunun için de Ermenistan ve İran‘a hem askeri destek hem de mali destek sağlıyor. Rusya‘nın Zengezur Koridoru üzerinden mal göndermesini engellemek için de Rusya‘dan direk Hindistan‘a bir koridor açarak Rusya‘yı ikna etmeye çalışıyor.
İran‘ın Zengezur ve Basra Projesine karşı çıkmasının nedeni ise Orta Asya ve Körfez ülkelerinin Türkiye etkisi altına girmesinden endişe duymasıdır. İran, Rusya‘nın mallarının kendi üzerinden Hindistan’a ulaşmasını ve bu şekilde Türkiye-Rusya’nın kendisine bağımlı hale gelmesini planlıyor.
ABD ise Zengezur Koridorunu engelleyerek Rusya–Türkiye yakınlaşmasını ve ticaret ortaklığını engellemek istiyor. Hindistan‘a destek olarak bir şekilde Çin‘e karşı Hindistan ile ortaklık kurmuş oluyor. Hem ekonomik hem askeri hem de teknolojik olarak üstün devletlerin bir çoğu bu projeye ortak veya açık destekçisi olması ineğe tapan dünyanın foseptik çukuru için adeta büyük bir şans.
Düşünsenize Suud-i Arabistan ve Birleşik Arap Emirleri gibi ülkeler finansman tarafını karşılasa ABD güvenliğini, İsrail ve İran’da hem diplomatik hem de sahada ki nüfuz güçlerini kullansa çok kısa sürede ÇİN devletinin 10 yıl önce hayata geçirmiş olduğu Bir Kuşak, Bir Yol projesini yakalayabilecek güç oluşabilir.
KRALLIĞIN SINIRLARINI BİR DE KENDİ AĞIZLARINDAN DİNLEYELİM
Theodor Herzl(1887)
“Kuzey sınırlarımız Kapadokya’daki dağlara kadar dayanır. Güneyde de Süveyş Kanalı’na. Sloganımız, David ve Solomon’un Filistin’i olacaktır.”David Ben Gurion(1948)”Filistin’in bugünkü haritası İngiliz manda yönetimi tarafından çizilmiştir. Yahudi halkının, gençlerimizin ve yetişkinlerimizin yerine getirmesi gereken bir iş daha vardır. Nil’den Fırat’a kadar.”
Şimdi tüm bu anlatılar ve enerji koridorları ışığında tekrardan bu günlerde gerçekleşen bazı olaylara bakacak olursak eğer. Hindistan‘ın projesinin gerçekleşmesi için en büyük engel Gazze’nin tamamen kontrol altına alınması ve İsrail’in bu topraklarda bütünüyle kontrol sağlaması isteniyor.
Harp tarihini okuyunca şunu görüyoruz:
Şiddet, tasarlanan strateji ve politikanın etkili olması için bir enstrüman olarak kullanılır. En sert yöntemlerin mucidi diye bildiğimiz Moğollar dahi şiddeti “Düşmanın iradesini kırmak” adına uyguladılar. Bolşevikler iç savaşta aynısını yaptılar. Örnekleri çoğaltabiliriz. Ama İsrail’in Hamas saldırılarına verdiği tepki bunların hiçbirisine uymuyor. Politikadan, stratejiden, öngörüden yoksun bir canavarlaşma hali. Dökme Kurşun Operasyonu’nda bile böylesine bir akıl tutulması yaşanmamıştı. Resmen bayır aşağı gidiyorlar. Birkaç ayda birkaç yüz bin kişiyi öldürebilir, sürebilir, etkisiz hale getirebilirler. Ya gelecekte ne olacak? Netanyahu dahil kimsenin bildiğini ya da umursadığını sanmıyorum.
Gazze’deki tüm Filistinlilerin Ürdün ve Batı Şeria’ya sürülmesi amaçlanıyor.
Vesselam.
