Bugünler geride kaldığında!

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Zekice Değişim

Seçim günü yaklaştıkça ortam daha da gerildi… Hakaret edenler, taşlayanlar, tehdit savuranlar, rakibi şeytanlaştıranlar, hainlikle suçlayanlar, seçimi ölüm-kalım savaşına döndürmek isteyenler… Hepsi maalesef mevcut…

Halbuki seçimden sonra da sonuç ne olursa olsun birlikte yaşayacağız… Ne siyasî görüşlerimiz ‘din’, ne partiler ‘put’ ne de genel başkanlar ‘peygamber’… Nihayetinde ülkeyi 5 yıl yönetecek cumhurbaşkanını ve parlamentoyu seçeceğiz…

“Milletçe kardeşliğimiz, siyasetin anlık çıkarlarından ve şartlarından önce gelir… Kamplaşmaya, düşmanlaşmaya veya düşmanlaştırmaya hiç gerek yok” şeklindeki çağrımızı tekrarlayalım… Çünkü bugünkü ittifakların yarın tam tersine dönmeyeceğinin garantisi yok… Bugün ‘düşmanlaşanlar’ yarın müttefik kesilebilir, bugünün müttefikleri de yarın karşı ittifaklarda yer alabilir…

***

O kadar uçtan uca örnekler var ki yakın tarihimizde… Bugün en sıkı ittifak gibi görünen Cumhur İttifakı’na bir bakalım… Daha dün Cumhurbaşkanı Erdoğan MHP’yi ‘HDP’nin ruh ikizi’ olarak tanımlarken, MHP Genel Başkanı Bahçeli, Erdoğan’ı ‘Türkiye’nin yıkım taşeronu’ ilân ediyordu…

Bugün CHP ve MHP iki ayrı uçtalar… Bu iki parti 2007 referandumunda ‘hayır’ cephesinde birlikteydiler… Yanlarında da Doğu Perinçek’in İşçi Partisi vardı…

2014’te birlikte cumhurbaşkanı adayı bile çıkardılar… Tayyip Erdoğan’a karşı Ekmeleddin İhsanoğlu için bir araya gelmediler mi? O dönem için adı henüz ‘paralel’e dönmüş yapı da beraberdi kendileriyle değil mi? Hatta BBP de vardı…

Dün iktidarı Kandil’den talimat almakla suçlayan MHP, bugün CHP’yi aynı suçla itham edebiliyor… Oysa o MHP son referandum dışında hep CHP’yle aynı safta yer almıştı…

10 yıl önce Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’ın CHP’yle birlikte hareket edebileceğini kim öngörebilirdi? Hele o zamanki ithamlar göz önüne alındığında imkânı var mıydı bunun?

Ya da ‘ortak düşman’ gördükleri hükûmeti devirmek için kimi Kemalistlerin PKK’nın siyasî uzantısı HDP’yle iş birliği yapabileceğini?

***

Pek çoğuna katılmasak da siyasetin doğasında bunlar var… İşte bunun için yarınları düşünmek, sosyal yarılmaları arttıracak gerginliklerden uzak durmak lâzım… Ağır problemlerle boğuştuğumuz bu coğrafyada millî birliğimizi öncelememiz gerekiyor… Birbirimizi kırıp yara bere içinde kaldığımızda o yaraları başkası değil, yine biz sarmak durumundayız çünkü…

Az bir zaman kaldı ve gerilim maalesef artıyor… Bunda sorumsuz siyaset ve siyasetçilerin ağır vebali var…

Türkiye’de siyaset çok gergin… Tabii olarak bu durum seçmen kitlelerinin davranışlarına da yansıyor… Sırf bu yüzden insanlar birbirini kırıyor, düşmanlaşıyor, kamplara bölünüyor… Akıl ve tahammülün yerini, nefret ve öfke alıyor…

Şartların veya çıkarların değiştirebildiği, farklı tavırlara sokabildiği yapılar için hiç kimseyi kırmaya değmez… Ayrıca bu alanda çok iddialı cümleler kurmak insanı zorda bırakabilir…

Düşünceler tabii ki önemlidir ama o düşünceleri parti kalıpları içine hapsedip, partilerin o düşüncelerin mutlak savunucusu veya tartışılmaz koruyucusu zannına kapılmak, yanıltıcı olabilir… Siyaset işinde, bugün ‘düşman’ görünen yarın ‘müttefik’e dönüşebilir ya da bugün birlikte yürüdükleriniz yarın birden hasım kesilebilir…

O yüzden particiliğin düşmanlıklar üretmesine, toplumsal barışı taciz etmesine, birlikte yaşama duygusuna darbe vurmasına izin vermemek lâzım… Çıkarların ve şartların esnetebildiği, söylediklerinin tam tersine tavırlara sokabildiği siyaset için birbirini kırmaya değer mi?

Bugünler geride kaldığında!

Giriş Yap

Bölge Haber - Yeni Nesil Objektif Haber Platformu ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!