Tahir Büyükakın

Yeşil enerjiye savaş engeli

450185837 791312369830835 7732523352359516507 n
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türkiye’nin yeşil enerji karnesi

Türkiye, yeşil enerji dönüşümünde Avrupa’da altıncı, dünyada on dördüncü sırada! Güneş, rüzgâr ve hidroelektrikte güçlü olan Türkiye, fosil yakıtlara bağımlılığı azaltma çabasında.

                                                                                                                                                                                                                                                        Neziha KARTAL

Yenilenebilir enerji kaynakları açısından büyük potansiyele sahip olan Türkiye’nin kullandığı enerji kaynaklarının büyük oranda fosil yakıtlardan oluşması, petrol ve doğalgaz rezervlerinin de sınırlı olması nedeniyle enerji konusunda dışa bağımlı bir ülke konumunda olduğu belirtildi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığında görevli Reyhan Bilgin Pak ve Kocaeli Üniversitesinden Prof. Dr. Engin Özdemir’in yaptığı “Küresel İklim Mücadelesi Ekseninde Türkiye’nin Yeşil Enerji Dönüşümüne Genel Bir Bakış” adlı makalede, yeşil enerji dönüşümü konusunda önemli adımlar atan ülkelerin ve Türkiye’nin mevcut durumunu ele alınıyor. Çalışmada, yeşil enerji dönüşümü uygulamalarında iddialı olan seçili ülkelerin, iklim mücadelesi ekseninde uyguladıkları yeşil enerji politikalarının analizi yapılıyor. 

Çalışmada Türkiye’nin toplam yenilenebilir enerji kurulu gücüyle Avrupa’da altıncı, dünyada on dördüncü sırada yer aldığı belirtiliyor.  Ayrıca Türkiye hidroelektrikte Avrupa’da ikinci dünyada dokuzuncu, jeotermal enerjide Avrupa’da birinci dünyada dördüncü, rüzgâr enerjisinde Avrupa’da yedinci dünyada on ikinci, güneş enerjisinde ise Avrupa’da sekizinci dünyada on altıncı sırada bulunuyor.  Bilgin Pak ve Özdemir, bütün bunlara rağmen Türkiye’nin kullandığı enerji kaynaklarının büyük oranda fosil yakıtlara, petrol ve doğalgaz rezervinin sınırlı olması nedeniyle de dışarıya bağımlı bir ülke konumunda olduğunun altını çiziyor.

Türkiye’nin güneşten ısı ve elektrik üretimi için avantajlı bir coğrafi konumda bulunmasının önemine değinilen çalışmada, tarımsal ve hayvansal faaliyetlerin yaygın olması nedeniyle biyokütle enerjisi yönünden avantajlarına, yenilenebilir enerji kaynakları içerisinde en çok paya hidrolik enerjiye sahip olmasına dikkat çekiliyor. Ayrıca Türkiye’nin teorik hidroelektrik potansiyelinin dünya teorik potansiyelinin yüzde 1’ini, ekonomik potansiyelinin ise Avrupa ekonomik potansiyelinin yüzde 16’sını oluşturduğuna yer veriliyor.

Süleyman Demirel Üniversitesi YEKARUM e-Dergisinde yayınlanan çalışmada Türkiye’nin dezavantajlarına da değiniliyor. Buna göre Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynaklarından enerji kullanımının, hava şartları ve mevsim değişimlerinden etkilenmesinin yeşil enerji dönüşümü için engel oluşturduğu belirtiliyor.  Çözüm için: “Bu noktada gün içinde yenilenebilir enerji kaynaklarının verimli olduğu zamanlarda üretilen fazla enerjiyi depolayabilen enerji depolama sistemlerinin yaygınlaştırılması, arz güvenliğinin sağlanması ve iklim değişikliğiyle mücadeleye katkı sağlanması adına en önemli çözümlerden biri” olduğu kaydediliyor.

Bağımsız araştırmacı Rengin Bilgin Pak ve Prof. Dr. Engin Özdemir’in kaleme aldığı çalışmada yer alan diğer ülkelerin yeşil enerji karnesi ise şöyle:

Yeşil lider Danimarka

1976 yılında ilk enerji planını geliştiren Danimarka, 1986 yılında nükleer enerjiyi tamamen reddetti. Ülkede kullanılan toplam enerji kaynakları içinde en büyük paya biyoenerji sahip.  Kömürden kademeli olarak uzaklaşarak yerine biyokütlenin yaygınlaştırılması planlandı.  Danimarka 2030 yılına kadar elektrik üretiminin tamamını, kullandığı toplam enerjinin yarısından fazlasını (yüzde 55) yenilenebilir enerjiden karşılama hedefini ortaya koydu.  Elektrik üretiminin yarısından fazlasını rüzgâr enerjisinden elde eden Danimarka, bu alanda dünya lideri konumunda.  Açık deniz rüzgâr enerjisinden faydalanarak dünyanın ilk enerji adalarına sahip olan ülke, hem kendi hem de diğer Avrupa ülkeleri için yeşil enerji kaynağı durumunda.

Fosil yakıtlara bağımlı ülke: Almanya

Almanya’nın kullandığı nükleer enerji yıllar içinde büyük oranda azaldı ve yerini biyoenerji, atık, rüzgâr ve güneş enerjisi aldı. Ancak bu azalma Almanya’nın fosil yakıtlara bağımlılığını bitirmedi. Enerji ihtiyacının büyük bir kısmını fosil yakıtlardan karşılayan Almanya, son yıllarda yenilenebilir enerji yatırımlarını artırdı. 2022 yılı Acil İklim Eylem Programı kapsamında; 2030 yılına kadar yenilenebilir enerjiye dayalı elektrik üretimini yüzde 80’e çıkarmayı hedefleyen ülkenin, 2038 yılına kadar kömürden aşamalı olarak çıkması planlandı.

Yeşil enerjiye savaş engeli

Coğrafi konumu sayesinde yeşil enerji konusunda avantajlı olan Fransa buna rağmen enerjide nükleer enerjiye bağlı.  Avrupa’nın ikinci en büyük rüzgâr kaynağı, deniz bölgesi, güneş enerjisi ve hidroelektrik gibi önemli yenilenebilir enerji kaynaklarına sahip olan ülkede, 2020 yılında toplam enerji kullanımının yüzde 42’si, elektrik üretiminin ise yüzde 77’si nükleer enerjiden sağlandı.  1990-2021 yılları arasındaki enerji eğilimine bakıldığında ise yenilenebilir enerji kaynaklarının enerji üretimindeki payı artarken fosil yakıt kullanımı azaldı. Fransa, 2030 yılına kadar fosil yakıt kullanımını yüzde 30 azaltmayı ve yenilenebilir kaynakların payını enerji tüketiminde yüzde 32’ye ve elektrik üretiminde yüzde 40’a çıkarılmasını hedefliyor.  2022 yılı sonuna kadar kömürden çıkmayı taahhüt eden Fransa’nın bu hedeflerinde Rusya’dan ithal edilen doğalgazın önemli bir etkisi vardı.  Rusya-Ukrayna savaşının doğalgaz fiyatlarını artırması ve enerji arzını tehlikeye sokmasıyla, Fransa’da kömürlü termik santrallerin tekrar açılması fikri ön plana çıktı.

Hedef karbondan arındırılmış elektrik üretimi

Birleşik Krallık, 2030 yılına kadar endüstri ve işyerlerinde enerji verimliliğini en az yüzde 20 artırmayı ve ısınmada fosil yakıtların kullanımını sınırlandırarak düşük karbonlu ısınmayı yaygınlaştırmayı hedefe koydu. Ülkede yıllar içinde fosil yakıtların oranı azalırken yenilenebilir enerji kaynaklarının oranı arttı. Elektrik üretiminde kömürün payı 2010 yılında yüzde 28’ken bu pay 2020 yılında yüzde 2’ye düştü. Birleşik Krallık enerji talebini azaltarak ve enerjiyi yenilenebilir enerji kaynaklarından temin ederek 2035 yılına kadar elektrik sektörünün tamamen karbondan arındırılmasını hedefliyor. (Bilimin Kamusal İletişimi (bil-ki) TÜBİTAK 1001, proje no: 123K063) 

Fotoğraf: Prof. Dr. Engin Özdemir

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Yeşil enerjiye savaş engeli

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

Giriş Yap

Bölge Haber - Yeni Nesil Objektif Haber Platformu ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!