Dik İş Elbiseleri

İklim kriziyle mücadelenin adı var kendisi yok

Arş.Gör. Dr. Günay Gönüllü
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bilimin insanlarının uyarıları, artan sıcaklıklar, fırtınalar, buzullardaki değişikliklere rağmen iklim değişikliğiyle mücadelenin önemi yeterince anlaşılamadı. İklim kriziyle mücadelede bireylerin çevre bilincine sahip olmaları tek başına yeterli değil. Krize karşı verilecek mücadelede en önemli görev yerel yönetimlere düşüyor.

Nazlı SAL

İklim değişikliğiyle mücadele zirvelerinde ortaya konulan sayfalarca rapor ve yol haritalarına rağmen uygulamada yaşanan tıkanıklıklar tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de güncel bir sorun. Kocaeli Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesinden Arş. Gör. Dr. Günay Gönüllü, kalkınma planlarındaki hedeflere rağmen yerel yönetimlerin iklim kriziyle mücadelede üstlerine düşeni yeterince yapamadığını kaydetti. Dr. Günay Gönüllü, “Dokuz ve On Yıllık Kalkınma Planları Çerçevesinde Yerel Yönetimlerde Çevre Koruma Harcamaları” konulu araştırmada Yerel Yönetimlerin bütçelerinde konuyla ilgili çalışmalarının ve bütçelerinin yetersiz olduğunu ortaya koydu.

Nüfus artışı ve göç iklim krizini körükleyebilir

Araştırmada hızlı nüfus artışı ve kentlere yapılan göçlerin iklim krizini körükleyeceğinin öngörüldüğü belirtiliyor. Kentlerde oluşan yoğunluğun kontrol altına alınması için merkezi yönetimlerin nüfus politikalarını düzenlemesi gerektiği kaydediliyor. Kamu Denetçiliği Kurumunda yayınlanan çalışmada 21. yüzyılda kalkınmanın ve sürdürülebilirliğinin sağlanmasının, artık doğrudan çevreye bağlı olduğunun anlaşıldığı belirtildi.

Yerel yönetimlerin harcama verileri önemli

Çevre sorunlarının yaşam kalitesini düşürmesi, geleceği tehdit eder duruma gelmesinden dolayı tüm karar alıcı ve uygulayıcı yönetim düzeylerinin önemli bir aktör haline geldiği vurgulandı. Konuyla ilgili diğer önemli husus ise Yerel Yönetimlerin politikaları uygularken ortaya koyacağı harcama verileri. Yerel Yönetimlerin çevreye ilişkin faaliyetlerini değerlendirebilmenin çevresel harcamaların ölçülebilmesi ile mümkün olacağı belirtildi.

İçerik analizi yöntemi kullanılarak yapılan çalışmada kalkınma planlarının işlevsel olarak tam uygulanmadığı belirtiliyor. Çevrenin korunmasına yönelik hedefler belirlenmiş olmasına rağmen, planların uygulama sürecinde yerel yönetimlerin çalışmalarını/harcamalarını yönlendiremediği belirtildi. Çevrenin korunması, kentsel altyapının geliştirilmesi, yaşanabilir mekânlar ve sürdürülebilir çevre politikalarının uygulanmasında da aksaklıklar bulunuyor. Kalkınma planlarında, sera gazı artışının azaltılması, kaynakların korunması ve sürdürülebilir olmasına yönelik hedefler bulunmasına rağmen, TÜİK’ten alınan harcama verilerine göre özellikle “Atık Su ve Atık Yönetimi” konusuna gerekli önemin verilmediği görüldü.

Bireysel önlemler tek başına yeterli değil

İklim değişikliğiyle mücadele konusunda yapılması gerekenlerin başında bireysel bilinçlenmeye dikkat çekiliyor. Elektrik ve su tüketiminin azaltılması, doğaya zararlı ürün kullanımını terk etmek gibi davranış değişikliklerinin, krizin boyutunu azaltmada etkili olabileceği düşünülse de bireysel önlemlerin farkındalık yaratmanın ötesine geçemeyeceği biliniyor. Çalışmada, iklim kriziyle mücadelede kamu kurum ve kuruluşları arasında koordinasyonun sağlanması ve ortak bir amaç doğrultusunda çalışmalar yapılmasının önemine de dikkat çekildi. (Bilimin Kamusal İletişimi (bil-ki) TÜBİTAK 1001, proje no: 123K063)

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
İklim kriziyle mücadelenin adı var kendisi yok

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

Giriş Yap

Bölge Haber - Yeni Nesil Objektif Haber Platformu ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!